2 Kasım 2022 Çarşamba

TOPLUM TEMELLİ UYUM

 

İklim değişikliğinin en yakıcı etkilerine en fazla maruz kalacak olan toplumsal kesimlerin, küçük topluluklarda (örneğin dağ köyleri, emek yoğun tarım vb.) yaşayan ve bu etkilere karşı başa çıkma/uyum kapasitesi en düşük olan kesimler olduğu artan şekilde kabul görüyor.

Toplum-temelli iklim değişikliğine uyum yaklaşımı yerel toplulukların dayanıklılığını artırmayı hedefleyen ve bunu yaparken katılımcı süreçler içerisinde yerel bilgi ile uzman bilgisini harmanlayan bir yaklaşımdır.

 Toplum-temelli uyum girişimleri bu anlamda yerel ölçekte iklim-kalkınma- afet konularının hepsini içeren bir tür laboratuvar hizmeti sunuyor.

 Toplum-temelli uyum uygulamaları, ilk aşamada söz konusu topluluğun iklim değişikliği etkilerine karşı en etkilenebilir ve en kırılgan olan faaliyetlerinin tespit edilmesiyle başlar.

 Katılımcı bir etkilenebilirlik analizi yapıldıktan sonra daha az öngörülebilir

ve daha riskli bir iklim altında sosyal, ekonomik ve kültürel aktivitelerin geleceğine dair bir vizyon oluşturulur.

 Bu sırada toplum-temelli yaklaşımlar tarafından, mümkün olan en geniş paydaş katılımıyla kalkınma ve afet riskini de içerecek biçimde bir planlama gerçekleştirilir.

 Bu planlama sadece teknik ve bilimsel bilgilere değil yerel halkın günlük pratiklerinden doğan bilgi ve bilgeliklerine de yaslanmalıdır.

 İlk aşamada iklim değişikliğine dair etkilenebilirlikleri belirleyen unsur, aynı zamanda toplulukların sosyoekonomik durumlarını da belirleyen şitsiz coğrafi gelişim ve toplumsal eşitsizliklerdir.

 

İklim değişikliğine toplum-temelli bir uyum yaklaşımı, uyumu kalkınmanın doğal bir parçası olarak ele alır.

 İklim değişikliği, değişkenliği ve aşırı hava olayları gibi farklı olgular da yerelde farklı cevaplar üretirler.

  Başarılı bir toplum-temelli uyum stratejisinin aşağıdaki gereklilikleri sağlaması beklenmelidir:

Kapsayıcı bilgi yönetimi:

 Bir coğrafi bölgenin, topluluğun veya sektörün etkilenebilirliğinin belirlenmesinin en iyi yollarından biri toplum-temelli bir izleme/takip sistemini (örneğin yurttaş temelli bilimsel veri toplanması, gözlem ve anlatıların sistematik olarak biriktirilmesi) teknolojik sistemlerle (örneğin GIS ve uzaktan algılama sistemleri) entegre etmektir.

 Bu tarz yaklaşımlar yerel geleneksel bilgiye hak ettiği değeri verirken  aynı zamanda uyum anlamında kapasitelerin gelişmesine ve doğal erken uyarı sistemleri oluşmasına katkıda bulunur.

Kurumsal reformlar:

 Alternatif yaşam biçimi planlaması, biyolojik temelli atık yönetimi gibi yerel halkın öncelikleri hesaba katılarak atılacak adımlarda kurumların da mevcut ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden tasarlanması gerekebilir.

 Örneğin dezavantajlı bazı kesimler kurumsal reformlar sayesinde mikro-kredi/mikro-sigorta gibi başa çıkma mekanizmalarına erişim sağlayabilir.

 Kapasite geliştirilmesi:

 Katılımcı süreçlerle iklim değişikliğinin etkilerine ve sosyoekolojik kırılganlıklara dair yerelde kapsamlı bilgi birikimi oluşturulması toplum-temelli yaklaşımların temelinde yer alıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK   Şeffaflık ve hesap verebilirlik birbirine ihtiyaç duyan ve birbirini güçlendiren, dolayısıyla berabe...